Demokratik bir sistemde “siyaset” kuramsal olarak iki alana ayrıştırılmakta ve birbirleri açısından denge ve denetim sistemi işlevi görmesinin sağlanması öngörülerek güvence altına alınmaktadır. Bir yanda devletin temsil ettiği “kamu alanında” bir nevi “mekanik sistemin” adeta “işlemcileri” konumda algılanan bürokrasi, yani atanmış “kamu çalışanları kadroları” diğer yanda “özel alanda” bir nevi “organik sistemin” adeta “eylemcileri” konumunda algılanan siyasi yapılar, yani “seçilmiş kadrolar”. Kamu alanındaki faaliyetlerin, daha “insani boyutlarda” tutulmasını sağlamak amacıyla, mekanik bir mahiyette işlemesi gereken “kamusal işlemler”, özel alandaki organik sistemlerin eylemleri tarafından “denge ve denetim” altında tutulmaktadır. Ancak demokratik bir sistemde memurlar her ne kadar mekanik bir sistemin işlemcileri konumunda bir kamu hizmeti “işlevi” yerine getirseler de, aynı zamanda kurdukları sendikalar ile de özel alanda siyasi işleyişi denetleme ve gözetleme noktasında “eylem” icra etmektedirler. Yani normal ölçülerde işleyen tüm bu süreçler esasında yönetsel bir mekanizmadan ibaret olan demokratik sistemi güvence altına almaya amaçlamaktadır. Ülkemizdeki memur sendikalarının en önemli işlevlerinden biri de, sağlam temellere oturtulmuş demokratik bir hukuk devletinin inşasına gönül vererek gayret etmek olmalıdır. Aynı noktadan hareketle sendika üyesi kamu çalışanlarının en önemli görevlerinden biri de üyesi oldukları sendikaların elde ettikleri kurumsal iradelerini, politize olarak siyasi partilerin adeta emrine verip, “gölge varlık” konumu düşmesini engellemektir. Ne var ki sendikacılığın ülkemizdeki müktesebatına baktığımız zaman durumun bu noktada pek parlak olmadığı ortadadır. Bu nedenle sendikaların bu duruma son vererek, gerçek kimliklerine bürünüp “asli varlık” konumuna geçmeleri lazımdır. Netice itibariyle tabi ki sendikalar işlevlerinin bir gereği olarak siyasi işleyişin ve siyasetin içinde temel aktörlerden biridir. Zira siyaset sosyolojinde siyasal partiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve olağan üstü sosyal, kültürel ve ekonomik olayların her biri, bireyin siyasal toplumsallaşma sürecine etki eden ana unsurlardır. Buradaki ince ayrım, sivil toplum örgütleri açısından önemli olan şeyin, kamu çalışanları ve ülke meseleleri ile ilgili konularda, siyasetin bir aracı olan siyasi partilerin arka bahçesinde adeta bir figüran olarak rol alan değil, onlardan yapı olarak bağımsız, sivil bir dil ve üslupla konulara yaklaşan bir anlayışla fikir ve eylem üretmektir. İşte Eksen Sağlık Bir Sen bu siyasi kültürün oluşması ve gelişmesi uğrunda her türlü mücadeleyi verecektir. EKSEN SAĞLIK BİR SEN GENEL MERKEZ
Demokratik bir sistemde “siyaset” kuramsal olarak iki alana ayrıştırılmakta ve birbirleri açısından denge ve denetim sistemi işlevi görmesinin sağlanması öngörülerek güvence altına alınmaktadır. Bir yanda devletin temsil ettiği “kamu alanında” bir nevi “mekanik sistemin” adeta “işlemcileri” konumda algılanan bürokrasi, yani atanmış “kamu çalışanları kadroları” diğer yanda “özel alanda” bir nevi “organik sistemin” adeta “eylemcileri” konumunda algılanan siyasi yapılar, yani “seçilmiş kadrolar”. Kamu alanındaki faaliyetlerin, daha “insani boyutlarda” tutulmasını sağlamak amacıyla, mekanik bir mahiyette işlemesi gereken “kamusal işlemler”, özel alandaki organik sistemlerin eylemleri tarafından “denge ve denetim” altında tutulmaktadır. Ancak demokratik bir sistemde memurlar her ne kadar mekanik bir sistemin işlemcileri konumunda bir kamu hizmeti “işlevi” yerine getirseler de, aynı zamanda kurdukları sendikalar ile de özel alanda siyasi işleyişi denetleme ve gözetleme noktasında “eylem” icra etmektedirler. Yani normal ölçülerde işleyen tüm bu süreçler esasında yönetsel bir mekanizmadan ibaret olan demokratik sistemi güvence altına almaya amaçlamaktadır.
Ülkemizdeki memur sendikalarının en önemli işlevlerinden biri de, sağlam temellere oturtulmuş demokratik bir hukuk devletinin inşasına gönül vererek gayret etmek olmalıdır. Aynı noktadan hareketle sendika üyesi kamu çalışanlarının en önemli görevlerinden biri de üyesi oldukları sendikaların elde ettikleri kurumsal iradelerini, politize olarak siyasi partilerin adeta emrine verip, “gölge varlık” konumu düşmesini engellemektir. Ne var ki sendikacılığın ülkemizdeki müktesebatına baktığımız zaman durumun bu noktada pek parlak olmadığı ortadadır. Bu nedenle sendikaların bu duruma son vererek, gerçek kimliklerine bürünüp “asli varlık” konumuna geçmeleri lazımdır.
Netice itibariyle tabi ki sendikalar işlevlerinin bir gereği olarak siyasi işleyişin ve siyasetin içinde temel aktörlerden biridir. Zira siyaset sosyolojinde siyasal partiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve olağan üstü sosyal, kültürel ve ekonomik olayların her biri, bireyin siyasal toplumsallaşma sürecine etki eden ana unsurlardır. Buradaki ince ayrım, sivil toplum örgütleri açısından önemli olan şeyin, kamu çalışanları ve ülke meseleleri ile ilgili konularda, siyasetin bir aracı olan siyasi partilerin arka bahçesinde adeta bir figüran olarak rol alan değil, onlardan yapı olarak bağımsız, sivil bir dil ve üslupla konulara yaklaşan bir anlayışla fikir ve eylem üretmektir. İşte Eksen Sağlık Bir Sen bu siyasi kültürün oluşması ve gelişmesi uğrunda her türlü mücadeleyi verecektir.
EKSEN SAĞLIK BİR SEN GENEL MERKEZ
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 404814
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.