Sağlıkta dönüşüm adıyla yürütülen politikalar, genelde sağlık çalışanlarını, özelde hemşireleri oldukça olumsuz düzeyde etkilemiş; halen etkilemeye devam etmektedir. Sağlıktan kar elde etmeyi hedefleyen bu politikalar tedavi edici sağlık hizmetlerine dayandığı, koruyucu sağlık hizmetlerini yok saydığı ya da finansal olarak bireysel sorumluluk alanını daralttığı için hemşirelerin istihdam sorunları ülkemiz dahil, pek çok ülkenin önemli bir sorunu. Ülkemizdeki toplam 80 bin hemşirenin yüzde 90’ı tedavi edici sağlık hizmetlerinde çalışıyor. Bunun yanında tedavi edici sağlık hizmetleri, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kadronun yarısından bile az sayıda hemşire ile yürütülmektedir. Örneğin 400 yataklı bir çocuk hastanesi için 600 hemşire kadrosu belirlenmişken 150-200 hemşire ile hizmet verilmektedir. Ülkemizde temel eğitim sonrası akademi dışında branşlaşma olanakları yoktur. (Ameliyathane hemşireliği, yoğun bakım hemşireliği, onkoloji hemşireliği vb.) Yıllarca onkoloji hemşireliği yapmış hemşireler çok farklı alanlarda çalıştırılabilmektedir. Bu durum mesleki doyumu azaltarak tükenmişliği artırmaktadır. Hemşireliğin sosyolojik özelliklerinin en başında gelen ve en önemli sorunlarından biri de cinsiyettir. Ülkemizde erkek hemşirelerin sayılarının çok az olması ve hemşireliğin kadınlara özgü bir meslek olarak algılanması mesleğin gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Ataerkil aile temelli toplumumuzda kadınlardan erkeğe boyun eğme ve saygı beklendiğinden, kadınlardan oluşan hemşirelik de bu anlamda büyük ölçüde payını almıştır. Kadının daha yufka yürekli ve merhametli olması, özellikle yara temizleme ve ortamı temiz tutma konusunda, kadınların daha maharetli olması, çocuk bakımı ve yetiştirilmesi, yaşlıların bakım ve temizliği ile ergenlerin inlemelerine en çok kadınların tahammül ettiği görüldüğü için Hemşire denilince, akla hep kadınlar gelmektedir. Sağlık, bireylerde, zorunlu, vazgeçilmez ve hayatın her döneminde aynı önemi koruyan temel ihtiyaçlardan biridir. Bu ihtiyaca cevap veren personel içinde en önemli meslek grubu ise hemşirelerdir. Türkiye’de hemşirelik, sağlık hizmeti veren ekip üyelerinden biri olarak önemli bir yere sahip olmakla birlikte hak ettiği değeri görememektedir. Böylesi yoğun koşullarda çalışan hemşireler görev, yetki ve sorumluklarının net olarak belirlenmemesi veya kanunen belirlenen bu yetki ve sorumlulukların klinikte bazı sebeplerden dolayı dışına çıkılması ve uygulamaya uyma zorunluluğuna tabi tutulması nedeniyle kendi alanları olan bakımı başkalarına bırakma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu durum mesleğin özerkliğini, bakım kalitesini olumsuz yönde etkilemekte, hemşireliğin sadece hekim istemlerini uygulayan bir meslek olarak algılanmasına neden olmaktadır. Hemşire, toplumumuzda hekimin yardımcısı gibi algılanmakta olup; sağlık hizmetinin bir ekip hizmeti olduğu dile getirilse de bu söylem uygulamaya yeterince yansıtılamamaktadır. Oysa sağlık hizmetleri bir bütündür ve her disiplin sağlıklı/hasta birey için çalışır. Hastanın merkezde olmadığı, hasta hakkında karar verenin tek başına hekimin olduğu bu anlayışın değişmesi gerekmektedir. Sağlık hizmetlerinin bir ekip çalışması olduğu prensibinden hareketle bizler için bu ekipteki her çalışanın eşit değer ve önemde olduğunu açıkça ifade etmek istiyorum. Ülkemizde sağlık ve hemşireliğe yönelik planlamalarda hemşirelerin olmaması ya da yeterince temsil edilmemesi de mesleğin otonomi kazanmasını olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak önümüze çıkmaktadır. Hemşirelik, güç çalışma şartlarını gerektiren, özveri, sabır, hoşgörü kavramlarını içinde bulunduran zor bir meslektir. Hemşirelik, diğer mesleklerde olduğu gibi, toplumsal ihtiyaçlardan doğan, insan hayatıyla yakında ilgili bir meslektir; ekip çalışmasını bilen, el becerisi olan, hızlı çalışan hünerli eller ister; temelinde sevgi, saygı yatar. Hemşire din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin, birey, aile ve topluma sağlığını kazandırmak için çalışır. Bu nedenle, sevgiden, şefkatten, disiplin ve ciddiyetten uzak bir kişinin bu mesleği icra etmesi mümkün değildir; çünkü hemşire, sağlığı yerinde olmayan, yardıma muhtaç insanlara hizmet vermektedir. Bu yönü düşünüldüğünde, hemşirelerin, hem eğitim açısından hem de psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmesi gereken bir meslek grubu olduğu ortaya çıkmaktadır. Hemşirelik profesyonel bir meslektir. Gelişmiş ülkelerde meslekleşme sürecini tamamladığı halde yukarda sayılan nedenlerden dolayı ülkemizde meslekleşme istenilen düzeyde değildir. Hemşirelik mesleğinde yaşanan sorunlar, hemşirelik uygulamalarına; hemşirelerin bağımsız fonksiyonlarından olan bakım verme ve yardım etme işlevlerini yeterince yerine getirememesi, mesleki bilgi ve yeteneklerini etkin kullanamaması şeklinde yansımaktadır. Bunun sonucunda toplum kaliteli hemşirelik bakımı alamamakta, sağlık hedeflerine ulaşmada hemşirelik potansiyeli değerlendirilememektedir. Bugün Dünya’ da ve ülkemizde hemşireliğin temel sorumluluğu; toplumun sağlığını yükseltmek, sağlıklı bireyin sağlığını korumak, hastalıklı bireyi tedavi etmek ve acısını dindirmektir. Bu sorumlulukları yerine getirirken deontolojik kavramlara uygun hareket etmek, bilgili, ahlaklı ve vicdanlı olmak, hemşirenin temel davranış biçimi olmalıdır. Her yıl 12 Mayısta hemşireler haftası kutlanır, ne kadar özveriyle çalıştıklarından bahsederler. Kısacık yazılmış kutlama mesajları boy gösterir. Ancak iş hemşirelerin özlük hakları vermeye gelince kimse meydanda yoktur. Az ücretle çalıştırıldıklarından, emekliliğe yansıtılmayan döner sermayeden, yıpranma payından, eğitim farklılıklarından, liyakatten, istihdam sorunlarından, branşlaşmanın olmamasından, uygulanan şiddetten kimse söz etmez. EKSEN Sağlık Bir Sen olarak; değişen sağlık ihtiyaçları kapsamında hasta haklarına, hasta yakınının beklentilerine en uygun şekilde cevap vererek verimli ve etkin bir sağlık hizmeti sunan hemşirelerimizin, sadece hemşireler gününde değil her zaman yanında olduğumuzu bilmelerini istiyorum. Sosyal ve ekonomik haklarının iyileştirilmesi için her türlü desteğin sağlanacağını belirterek 12 Mayıs Hemşireler Günü ‘nü kutlarım. EKSEN Sağlık Bir Sen Genel Başkan Arif YAŞAR
Sağlıkta dönüşüm adıyla yürütülen politikalar, genelde sağlık çalışanlarını, özelde hemşireleri oldukça olumsuz düzeyde etkilemiş; halen etkilemeye devam etmektedir. Sağlıktan kar elde etmeyi hedefleyen bu politikalar tedavi edici sağlık hizmetlerine dayandığı, koruyucu sağlık hizmetlerini yok saydığı ya da finansal olarak bireysel sorumluluk alanını daralttığı için hemşirelerin istihdam sorunları ülkemiz dahil, pek çok ülkenin önemli bir sorunu. Ülkemizdeki toplam 80 bin hemşirenin yüzde 90’ı tedavi edici sağlık hizmetlerinde çalışıyor. Bunun yanında tedavi edici sağlık hizmetleri, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kadronun yarısından bile az sayıda hemşire ile yürütülmektedir. Örneğin 400 yataklı bir çocuk hastanesi için 600 hemşire kadrosu belirlenmişken 150-200 hemşire ile hizmet verilmektedir.
Ülkemizde temel eğitim sonrası akademi dışında branşlaşma olanakları yoktur. (Ameliyathane hemşireliği, yoğun bakım hemşireliği, onkoloji hemşireliği vb.) Yıllarca onkoloji hemşireliği yapmış hemşireler çok farklı alanlarda çalıştırılabilmektedir. Bu durum mesleki doyumu azaltarak tükenmişliği artırmaktadır.
Hemşireliğin sosyolojik özelliklerinin en başında gelen ve en önemli sorunlarından biri de cinsiyettir. Ülkemizde erkek hemşirelerin sayılarının çok az olması ve hemşireliğin kadınlara özgü bir meslek olarak algılanması mesleğin gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Ataerkil aile temelli toplumumuzda kadınlardan erkeğe boyun eğme ve saygı beklendiğinden, kadınlardan oluşan hemşirelik de bu anlamda büyük ölçüde payını almıştır. Kadının daha yufka yürekli ve merhametli olması, özellikle yara temizleme ve ortamı temiz tutma konusunda, kadınların daha maharetli olması, çocuk bakımı ve yetiştirilmesi, yaşlıların bakım ve temizliği ile ergenlerin inlemelerine en çok kadınların tahammül ettiği görüldüğü için Hemşire denilince, akla hep kadınlar gelmektedir.
Sağlık, bireylerde, zorunlu, vazgeçilmez ve hayatın her döneminde aynı önemi koruyan temel ihtiyaçlardan biridir. Bu ihtiyaca cevap veren personel içinde en önemli meslek grubu ise hemşirelerdir. Türkiye’de hemşirelik, sağlık hizmeti veren ekip üyelerinden biri olarak önemli bir yere sahip olmakla birlikte hak ettiği değeri görememektedir. Böylesi yoğun koşullarda çalışan hemşireler görev, yetki ve sorumluklarının net olarak belirlenmemesi veya kanunen belirlenen bu yetki ve sorumlulukların klinikte bazı sebeplerden dolayı dışına çıkılması ve uygulamaya uyma zorunluluğuna tabi tutulması nedeniyle kendi alanları olan bakımı başkalarına bırakma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu durum mesleğin özerkliğini, bakım kalitesini olumsuz yönde etkilemekte, hemşireliğin sadece hekim istemlerini uygulayan bir meslek olarak algılanmasına neden olmaktadır. Hemşire, toplumumuzda hekimin yardımcısı gibi algılanmakta olup; sağlık hizmetinin bir ekip hizmeti olduğu dile getirilse de bu söylem uygulamaya yeterince yansıtılamamaktadır. Oysa sağlık hizmetleri bir bütündür ve her disiplin sağlıklı/hasta birey için çalışır. Hastanın merkezde olmadığı, hasta hakkında karar verenin tek başına hekimin olduğu bu anlayışın değişmesi gerekmektedir. Sağlık hizmetlerinin bir ekip çalışması olduğu prensibinden hareketle bizler için bu ekipteki her çalışanın eşit değer ve önemde olduğunu açıkça ifade etmek istiyorum.
Ülkemizde sağlık ve hemşireliğe yönelik planlamalarda hemşirelerin olmaması ya da yeterince temsil edilmemesi de mesleğin otonomi kazanmasını olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak önümüze çıkmaktadır.
Hemşirelik, güç çalışma şartlarını gerektiren, özveri, sabır, hoşgörü kavramlarını içinde bulunduran zor bir meslektir. Hemşirelik, diğer mesleklerde olduğu gibi, toplumsal ihtiyaçlardan doğan, insan hayatıyla yakında ilgili bir meslektir; ekip çalışmasını bilen, el becerisi olan, hızlı çalışan hünerli eller ister; temelinde sevgi, saygı yatar. Hemşire din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin, birey, aile ve topluma sağlığını kazandırmak için çalışır. Bu nedenle, sevgiden, şefkatten, disiplin ve ciddiyetten uzak bir kişinin bu mesleği icra etmesi mümkün değildir; çünkü hemşire, sağlığı yerinde olmayan, yardıma muhtaç insanlara hizmet vermektedir. Bu yönü düşünüldüğünde, hemşirelerin, hem eğitim açısından hem de psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmesi gereken bir meslek grubu olduğu ortaya çıkmaktadır.
Hemşirelik profesyonel bir meslektir. Gelişmiş ülkelerde meslekleşme sürecini tamamladığı halde yukarda sayılan nedenlerden dolayı ülkemizde meslekleşme istenilen düzeyde değildir. Hemşirelik mesleğinde yaşanan sorunlar, hemşirelik uygulamalarına; hemşirelerin bağımsız fonksiyonlarından olan bakım verme ve yardım etme işlevlerini yeterince yerine getirememesi, mesleki bilgi ve yeteneklerini etkin kullanamaması şeklinde yansımaktadır. Bunun sonucunda toplum kaliteli hemşirelik bakımı alamamakta, sağlık hedeflerine ulaşmada hemşirelik potansiyeli değerlendirilememektedir.
Bugün Dünya’ da ve ülkemizde hemşireliğin temel sorumluluğu; toplumun sağlığını yükseltmek, sağlıklı bireyin sağlığını korumak, hastalıklı bireyi tedavi etmek ve acısını dindirmektir. Bu sorumlulukları yerine getirirken deontolojik kavramlara uygun hareket etmek, bilgili, ahlaklı ve vicdanlı olmak, hemşirenin temel davranış biçimi olmalıdır.
Her yıl 12 Mayısta hemşireler haftası kutlanır, ne kadar özveriyle çalıştıklarından bahsederler. Kısacık yazılmış kutlama mesajları boy gösterir. Ancak iş hemşirelerin özlük hakları vermeye gelince kimse meydanda yoktur. Az ücretle çalıştırıldıklarından, emekliliğe yansıtılmayan döner sermayeden, yıpranma payından, eğitim farklılıklarından, liyakatten, istihdam sorunlarından, branşlaşmanın olmamasından, uygulanan şiddetten kimse söz etmez.
EKSEN Sağlık Bir Sen olarak; değişen sağlık ihtiyaçları kapsamında hasta haklarına, hasta yakınının beklentilerine en uygun şekilde cevap vererek verimli ve etkin bir sağlık hizmeti sunan hemşirelerimizin, sadece hemşireler gününde değil her zaman yanında olduğumuzu bilmelerini istiyorum. Sosyal ve ekonomik haklarının iyileştirilmesi için her türlü desteğin sağlanacağını belirterek 12 Mayıs Hemşireler Günü ‘nü kutlarım.
EKSEN Sağlık Bir Sen
Genel Başkan
Arif YAŞAR
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 778698
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.