Devletlerin, kurumların ve işletmelerin başarılı olabilmeleri için toplumun bütün kademelerinde adalet ve liyakat hayati bir öneme haizdir. Yönetici konumunda olanlar için liyakat olmazsa olmazdır. Çünkü yönetici, karar veren ve kararlarının önemli sonuçları olan kişidir. Bu sebeple liyakat kaygısını en fazla taşıması gereken de yöneticiler olmalıdır. Fakat günümüzde herkes her işe talip olmakta, kendisini her iş için ehil görmektedir. Daha, ben bu işe uygun değilim, ben bu işi yapamam diyen maalesef pek görülmüş değildir. Devlet Memurları Kanunu’nun kapsam ve amacından sonraki ilk maddesinde yer alan kariyer ilkesi, devlet memurlarına, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânını sağlamaktır. Liyakat ilkesi ise, devlet memurluğuna girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasını sağlamaktır. Bu ilkeler kanunun temelini oluşturmakla birlikte uygulaması tartışmalıdır. Bir makamı birine vermenin ilk şartı liyakat olmalıdır. Kriterler ve prensipler herkes için eşit olmalı, kişilere göre hesaplar yapılmamalıdır. Kişiye göre iş icat etmek yerine işe uygun ehil kişilerin seçilmesi başarı için elzemdir. Adalet ve liyakatin olmadığı yerde güven sarsılır, verim düşer, sosyal sağlık bozulur. Ülkemizin sıkıntılarının başında da liyakat sorunu gelmektedir. Yıllardan beri hemen her hükümet döneminde yapılan kadrolaşma ve kayırmacılık, demokratikleşme sürecimizi ve milli birliğimizi de derinden yaralamaktadır. Bu sığ zihniyet ülkemizi onlarca yıldır kemirmekte ve sürekli paçamızdan çekerek hızımızı kesmektedir. Bu hastalıktan bir an önce kurtulup, toplumun her kademesinde liyakat ölçülerine azami ihtimam gösterilmelidir. Bilgi, tecrübe, liyakat ve tarafsızlığın egemen olduğu bir sistem oluşturulmalıdır. Bunu başarabilen siyasi iktidar bu ülkeye en büyük hizmeti yapmış olacaktır. Sağlık Bakanlığı’nda, özellikle Kamu Hastane Birliklerine geçildikten sonra tabiri caizse bir yönetici katliamı yaşanmış, birçok yönetici görevlerinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Bununla birlikte yeni atanan yönetici kadrolarında ise çok net olmayan kriterler zorlanarak ve liyakat, kariyer ve adalet ilkeleri çiğnenerek işlemler uygulanmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın her kademesinde tamamen idarenin inisiyatifinde olan, adalet ve liyakatten yoksun atama ve görevlendirmeler yapılmaktadır. Bundan sonra, liderlik özelliği olan, yönettiği kişilerin hakkını savunabilen, sonuç odaklı düşünebilen, tarafsız, yeniliklere açık, iletişim becerisi olan yani ehil ve liyakat sahibi kişiler yönetim kadrolarına atanmalıdır. Yatay ve dikey her türlü atamada adalet ve fırsat eşitliğini sağlamak temel prensip olmalıdır. Demokratik bir devlet bunu temin etmekle mükelleftir. “Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işler bozulur”. Vesselam. Burhan OK Genel Başkan Yardımcısı (Teşkilatlandırma)
Devletlerin, kurumların ve işletmelerin başarılı olabilmeleri için toplumun bütün kademelerinde adalet ve liyakat hayati bir öneme haizdir. Yönetici konumunda olanlar için liyakat olmazsa olmazdır. Çünkü yönetici, karar veren ve kararlarının önemli sonuçları olan kişidir. Bu sebeple liyakat kaygısını en fazla taşıması gereken de yöneticiler olmalıdır. Fakat günümüzde herkes her işe talip olmakta, kendisini her iş için ehil görmektedir. Daha, ben bu işe uygun değilim, ben bu işi yapamam diyen maalesef pek görülmüş değildir.
Devlet Memurları Kanunu’nun kapsam ve amacından sonraki ilk maddesinde yer alan kariyer ilkesi, devlet memurlarına, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânını sağlamaktır. Liyakat ilkesi ise, devlet memurluğuna girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasını sağlamaktır. Bu ilkeler kanunun temelini oluşturmakla birlikte uygulaması tartışmalıdır.
Bir makamı birine vermenin ilk şartı liyakat olmalıdır. Kriterler ve prensipler herkes için eşit olmalı, kişilere göre hesaplar yapılmamalıdır. Kişiye göre iş icat etmek yerine işe uygun ehil kişilerin seçilmesi başarı için elzemdir. Adalet ve liyakatin olmadığı yerde güven sarsılır, verim düşer, sosyal sağlık bozulur.
Ülkemizin sıkıntılarının başında da liyakat sorunu gelmektedir. Yıllardan beri hemen her hükümet döneminde yapılan kadrolaşma ve kayırmacılık, demokratikleşme sürecimizi ve milli birliğimizi de derinden yaralamaktadır. Bu sığ zihniyet ülkemizi onlarca yıldır kemirmekte ve sürekli paçamızdan çekerek hızımızı kesmektedir. Bu hastalıktan bir an önce kurtulup, toplumun her kademesinde liyakat ölçülerine azami ihtimam gösterilmelidir. Bilgi, tecrübe, liyakat ve tarafsızlığın egemen olduğu bir sistem oluşturulmalıdır. Bunu başarabilen siyasi iktidar bu ülkeye en büyük hizmeti yapmış olacaktır.
Sağlık Bakanlığı’nda, özellikle Kamu Hastane Birliklerine geçildikten sonra tabiri caizse bir yönetici katliamı yaşanmış, birçok yönetici görevlerinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Bununla birlikte yeni atanan yönetici kadrolarında ise çok net olmayan kriterler zorlanarak ve liyakat, kariyer ve adalet ilkeleri çiğnenerek işlemler uygulanmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın her kademesinde tamamen idarenin inisiyatifinde olan, adalet ve liyakatten yoksun atama ve görevlendirmeler yapılmaktadır. Bundan sonra, liderlik özelliği olan, yönettiği kişilerin hakkını savunabilen, sonuç odaklı düşünebilen, tarafsız, yeniliklere açık, iletişim becerisi olan yani ehil ve liyakat sahibi kişiler yönetim kadrolarına atanmalıdır. Yatay ve dikey her türlü atamada adalet ve fırsat eşitliğini sağlamak temel prensip olmalıdır. Demokratik bir devlet bunu temin etmekle mükelleftir.
“Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işler bozulur”.
Vesselam.
Burhan OK
Genel Başkan Yardımcısı (Teşkilatlandırma)
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 923074
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.